Türkiye de ki Orman yangınları ile ilgili bir açıklama yapan İyi Parti Gaziantep İl Başkanı Şerif Başkülekçi, “Bu acıya sessiz kalmayacağız” dedi.

BU YANGINLAR TESADÜFİ Mİ?

Ülkemiz, tarihinin belki de en karanlık yaz mevsimlerinden birini yaşamaktadır. Cennet vatanımızın dört bir yanı, neredeyse eş zamanlı başlayan orman yangınlarıyla kavrulmakta; doğamız, hayvanlarımız, köylerimiz, hatta geleceğimiz alevlere teslim edilmektedir.

Bu yangınların “tesadüfi” olduğuna dair inanç, toplum vicdanında her geçen gün daha da zayıflamaktadır. Zira bu derece geniş çaplı, koordineli ve yaygın yangınların arkasında; karanlık niyetlerin, doğa düşmanı rant odaklarının ve denetimsizliğin izleri olduğu yönünde ciddi şüpheler vardır.

TEDBİRSİZLİK VE DUYARSIZLIK!

Asıl yakıcı olan yalnızca alevler değildir!

Devletin bu yangınlar karşısında sergilediği hazırlıksızlık, yetersizlik ve duyarsızlık, milletimizi derinden yaralamaktadır.

Sormak istiyoruz:

Nerede yangın söndürme uçaklarımız?

Nerede teknolojik ve etkili hava destekli müdahale sistemlerimiz?

Nerede kurumsal koordinasyon, kriz yönetimi ve halkı bilgilendiren şeffaflık?

Bugün yüzlerce aile evsiz kalmış, ormanlarımız kül olmuşken; milyonluk lüks araçlarla, şaşaalı törenlerle, israfa dayalı bütçelerle övünmenin zamanı mıdır?

SORUMLULUK, YALNIZCA SİYASİ DEĞİLDİR; TARİHİDİR, VİCDANİDİR, HUKUKİDİR!

Biz buradan soruyoruz:

Bir makam uçağının bedeliyle kaç yangın söndürme uçağı alınabilirdi?

O uçaklar bugün kaç canı, kaç ormanı, kaç köyü kurtarabilirdi?

Evladını alevlerde kaybeden bir annenin gözyaşını kim dindirecek?

Ve herkesin kalbine şu soruyu bırakıyoruz:

Alevlerin içinde can veren bir ceylanın, yanarak can veren bir karacanın, yuvada kavrulan kuş yavrularının günahı neydi?

O sessiz çığlıklar, gökyüzünü değil; vicdanları sarar.

Unutmayın; kul hakkı yalnızca insana karşı işlenmez. Doğaya, canlıya, toprağa karşı işlenen her vebal, bir gün sahibini bulur.

DİNİMİZ NE DİYOR?

Bizim inancımızda israf haramdır.

Savurganlıkla yapılan her iş, halkın hakkının ziyanıdır.

Makam aracıyla övünenin değil, halk için hizmet edenin eli öpülür.

Kur’an der ki: “Allah savurganları sevmez.”

Bugün, halkın vergileriyle alınmış israf düzeni altında, bu milletin ormanı da geleceği de yanmaktadır.

BİLİMLE, AKILLA, VİCDANLA YÖNETİLEN BİR DEVLET GEREKLİDİR!

Artık bu ülkenin;

Lüks törenlere değil, kriz yönetim merkezlerine,

Saraylara değil, yangın gözlem kulelerine,

Makam araçlarına değil, sahada çalışan itfaiyelere,

Günü kurtaran kampanyalarına değil, uzun vadeli vizyona ihtiyacı vardır.

BİZ İYİ OLARAK BURDAYIZ

Bu milletin sesi olmaya, bu doğanın sözcüsü olmaya, çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.

Ormanlarımız, sadece yeşil değil; millî servetimizdir, Allah’ın bize emanetidir.

Her ağaç, her canlı, bu milletin vicdanında yer bulur.

Bu felaketlere sessiz kalanlar, yarının tarihinde sorumlu yazılacaktır.

Şeklinde açıklamada bulundu.